AIESEC LVİV Local Committee Conference
 |
Dört gün boyunca kaldığımız ev. |
Trenden indikten sonra bir heyecanla
kalacağımız yere doğru yola koyulduk. Çok büyük olmayan bir yerleşim biriminin
içerisine doğru ilerliyorduk. Dağlar karlarla örtülüydü, yüksekte olmasından
dolayı havada bir hayli soğuktu. Yolun kenarına doğru dizilmiş komandolar gibi
sıra halinde ilerliyorduk…
Yaklaşık 20 dakika mesafedeydi
kalacağımız yer. Yolda giderken saat 7’den sonra kapanan küçük bir marketi
gösterdiler. Bakkalda sigara satılmıyordu. Böyle bir durumla karşılaşmamak için
önceden fazla sigara ve alkol almıştım yanıma. Bakkaldan 300 metre ötede ise
kalacağımız yere ulaştık. Aslına bakarsanız evi görünce mutlu olmayan tek kişi
bile yoktu. Mükemmel bir ağaç evdi. Hemen aşağısından nehir geçiriyor.
İnanılmaz bir dağ manzarası hep hayal ettiğim gibi bir yerdi.
 |
Nehir ve teniz hava.
|
İçerde herkese bir oda verildi.
Biz 3 Türk ve bir Brezilyalı arkadaşla birlikte dört kişilik odada kaldık.
Hemen “AIESEC oyunları” ile gruptaki diğer kişiler ile tanışmaya başladık. Daha
önce hiç oynamadığım oyunlar oynadık. Ardından içeride masa tenisi olduğunu
öğrendim en çok buna sevindim. Konferansta sıkıldığım zamanlar burası benim
için çok iyi geliyordu.
Telefonun çekmediği sadece doğa
ile baş başa 4 gece bizi bekliyordu. Akşam ilk fırsatta bakkal kapanmadan
gitmeyi planlıyordum. Oyunlar bittikten sonra, herkesten akşam bira, votka için
para toplanmış ben o sırada yoktum. Ben kendi biramı kendim aldım ve eve doğru
yöneldim. Akşam 10 gibi litrelik biralar ve votkalar içilmeye başlandı ancak
kimse biranın tadını beğenmemişti. Herkes fazla biram olup olmadığını, birayı
nerden bulduğumu soruyordu. O an ister istemez fazla bira aldığım için
sevinmiştim.
 |
İlk gün telefonun çekmediğini öğrenen Çinli arkadaşların ifadeleri. |
O akşam güzelce eğlendik. Sabah erken saatte
kahvaltı için uyandırıldık. Konferansın belli kuraları vardı. Erken yatılıp,
erken kalkılacaktı. Sunumlara katılmak mecburi idi, katılmazsan eline çarpı
atılıyordu. Akşamda en çok çarpısı olanlara ceza veriliyordu. Bir tane de “gossip
box” vardı. Herkes birileri hakkında dedikodu yapabiliyor, o gün beğenilmeyen sunumlar
vb. şeyler yazılıp kutuya atılabiliyordu. Akşam saatinde ise “gossip girls”
adında iki kişi kutudaki yazıları okuyorlardı.
Ertesi gün yine sunumlar
başlıyordu. Sunumlar çok sıkıcı olmasına rağmen, çok nadir ilginç konulara da
değiniliyordu. Genelde bizlere sorular yöneltilip neden Lviv’e geldiniz? Burayı
tercih sebepleriniz neler? gibi sorularla
muhatap oluyorduk. Bu sorulardan artık bıkkınlık gelmişti. İlginç ama üzerimiz
de baskı oluşturularak sunumlara katılmamız isteniyordu. Daha önceden tanığımız
içinse arkadaşları kıramıyorduk ancak çok sıkıcı hale gelmeye başlamıştı…
 |
Parmak büyüklüğüne göre sıralama yapılırken |
Ben başta olmak üzere çevrede
yürüyüş yapmak, gezmek istiyorduk ama sunumlar olduğu için izin alamıyorduk. En
son isteklerimize daha fazla dayanamayıp çevreyi görebilme şansımız oldu. Bulunduğumuz
yer tam anlamıyla harikaydı. Biraz doğu kara deniz yaylaları tadında muhteşem
manzarası olan bir yerdi. Çevredeki evler genel olarak ahşap evlerdi. Evler nehrin
eteklerine doğru dağınık olarak yerleşmişlerdi.
 |
Bulduğumuz ilk fırsatta toplu olarak fotoğraf çekindik. |
Şehirden uzak olduğumuz için akşamları
her yer kap karanlık oluyordu. Bu sayede gece yıldızları seyretmek, eşiz güzellikteydi.
Evden biraz uzaklaşıp tam olarak karanlık bir alandan yukarı bakıldığında sanki
yıldızlara dokunabilecekmişsiniz gibi hissediyorsunuz. Yıldızlar koro halinde
parlıyordu sanki arada kayan yıldızlar koraya renk katıyordu… Yıldızları
hizalayıp belirli figürleri düşleyebiliyordum. Bu yüzden fırsat bulduğum
anlarda kendimi dışarı atıyordum.
Karpatlar’da çok güzel dört gün
geçirdik. Bu geziyi güzel kılan diğer bir sebepse doğal güzelliklerle dolu bir
yer olması idi. Bazen çok popüler bir şehre gidersiniz ancak bazı şeyleri
yakalayamazsınız. Bu tarz küçük kasabalar, dağlık alanlarla kaplı turistik
yerler bana daha cazip geliyor. Doğayla iç içe olmak gibisi yok…
 |
Son gün konferans bitmeden herkes konferans hakkındaki görüşlerini söyledikten sonra elindeki ipi birine verdi. İpi alan kişide görüşlerini söyledikten sonra diğer bir arkadaşa verdi. |
 |
Bölgedeki evlerin bir bölümü. |
 |
Karpatlar'ın kendi özgü ahşap evleri. |
 |
Kaldığımız yerin çalışanları. |
 |
Yol Kenarından yürüyerek yaklaşık 20 dakikalık bir mesafe yürüdük. |
 |
Trenden inip kalacağımız yere doğru yola çıktık. |
 |
İlk gün masa tenisine yoğun talep vardı. |
 |
Oyunlar sırasında |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder